bubble

Cuma, Mart 11, 2005

Belle & Sebastian



Pazar sabahı yataktan kalktınız. Bir süre aylak aylak gezindikten sonra sonunda uyandınız. Kahvaltı, gazete, kahve eşliğinde keyifli birşeyler dinlemek istiyorsunuz. Aradığınız şey Belle & Sebastian.

Grup ismini Fransız bir çocukla köpeğinin maceralarını anlatan bir televizyon dizisinden almış. Glasgow'lu 7 kişilik bir grup bu. Çok ama çok sevimli bir müzikleri var. Besteler 60'ların folk-rock şarkıları havasında, şarkı isimleri ve sözler güzel bir öykü okuduktan sonra yüzünüzde kalan gülümseme gibi. Alın size birkaç örnek:
Fox In The Snow (Albüm: If You’re Feeling Sinister)
Asleep on a Sunbeam (Albüm: Dear Catastrophe Waitress)
Think about a new destination
If you think you need inspiration
Roll out the map and mark it with a pin
I will follow every direction
Just lace up your shoes while I’m fetching a sleeping bag, a tent...
Another summer’s passing by
All I need is somewhere I feel the grass beneath my feet
A walk on sand, a fire I can warm my hands
My joy will be complete

Belle & Sebastian’ın kuruluşunun çok ilginç bir hikayesi var. Grubun kurucusu Stuart Murdoch üniversitede müzik sektörüyle ilgili bir ders alıyormuş. Bu dersin bitirme projesi için bir grup kurmaya ve bir de album çıkarmaya karar vermiş. Grubun üyelerini Glasgow’daki cafelerden birine gidip biraz da içgüdülerine güvenerek seçmiş. Böylece gitarda ve vokalde kendisi olmak üzere, kemanda Sarah Martin, gitarda Steve Martin, klavyede Chris Geddes, basta Stuart David, davulda Richard Colburn, ve çelloda Isobel Campbell’dan oluşan 7 kişilik bir grup oluşmuş. O sırada grubun bütün üyeleri üniversite öğrencisiymiş ve bu girişimi sadece bir proje seviyesinde bırakıp bir iki album çıkardıktan sonra ayrılmayı planlıyorlarmış. Fakat işler planın biraz dışına çıkmış.

1996da ilk albümleri Tigermilk’in sadece 1000 kopyası çıkmış. Bu albüm öylesine beğeni toplamış ki albüm bulunamadığı için ikinci el piyasasında 75 pound gibi fiyatlara satılmaya başlamış. İkinci albümleri If You’re Feeling Sinister Amerika’da da çok iyi tepkiler almış. Müzik dergileri dışında The Sunday Times gibi gazetelerde de grup hakkında yazılar çıkmaya başlamış. Grup bu kadar beğenilmesine rağmen uzun süre medyaya fotoğraflarını vermekten kaçınmış. Grubun üyesi olmayan çıtı pıtı bir kızın fotoğraflarını albüm kapaklarında kullanmışlar. Büyük konser salonlarında konser vermek yerine mahalle kafelerinde, kiliselerde ve evlerde konserler vermişler.



Belle & Sebastian’ın bu güne kadar çıkan albümleri:
1996 – Tigermilk
1996 – If You’re Feeling Sinister
1998 – The Boy With The Arab Starp
2000 – Fold Your Hands Child, You Look Like A Peasant
2002 – Storytelling
2003 – Dear Catastrophe Waitress


Siz bir pazar sabahı Belle & Sebastian'ı dinleyin, bir de bakmışsınız her sabah onları dinler olmuşsunuz.

Çarşamba, Mart 09, 2005

Smoke City

Son zamanlarda en beğendiğim gruplardan biri Smoke City. Birbirinin aynı gelen onca müziğin arasından sıyrılan bir grup. Grup Nina Miranda, Mark Brown, ve Chris Frank'ten oluşuyor. (Chris Frank aynı zamanda İngiliz grup Da Lata'nın gitaristi). Yaptıkları müzik trip hop ancak müziklerinde ağırlıklı olarak bossa nova etkileri var. Nina Miranda 7 yaşında Brezilya'dan İngiltere'ye göçmüş.

Grubun iki albümü var. İlk albümleri 1997de çıkan Flying Away. Albümü dinlerken gece ormanda yürüyor gibi hissediyor insan. Grubun tanınmasını sağlayan 'Underwater Love' isimli şarkı bu albümde yer alıyor. Şarkı Levis reklamlarından birinde kullanılmıştı.



İkinci albümleri Heroes of Nature da 2001de çıktı. Bence bu albümdeki en güzel şarkı What It Was'ın akustik versiyonu. Çok neşeli bir şarkı.